Federal Reserve'nin 2018-2019 dönemindeki para politikası yönelimi, piyasalarda geniş bir ilgi uyandırdı. 2018'de, Federal Reserve, ekonomik büyüme konusunda duyduğu güveni yansıtan "aşamalı faiz artırımı" sinyali verdi. Bu politika duruşu, finansal piyasalarda önemli bir etki yarattı: 10 yıllık ABD Hazine tahvili getiri oranı, takip eden bir ay içinde 20 baz puandan fazla yükseldi ve S&P 500 endeksi, kısa vadede dalgalı bir düşüş yaşasa da, yıl boyunca %4.3'lük bir büyüme sağladı. Bu dönemde, faiz artırımı beklentisinin güçlenmesi, riskli varlıklar üzerinde kısa vadeli baskı oluşturdu.
2019'da, ABD Merkez Bankası'nın politika tonu, ekonomik büyüme hızındaki yavaşlama belirtilerine yanıt olarak belirgin bir şekilde değişti. Merkez Bankası toplantıda açıkça faiz indirimini gündeme getirmedi, ancak ticaret savaşlarının getirdiği riskleri kabul ederek Eylül ayındaki faiz indirim kararı için bir temel oluşturdu. Bu politika değişikliği hemen piyasalardan olumlu bir yanıt aldı: Eylül ayındaki faiz indirimine yönelik beklenti olasılığı toplantı öncesindeki %70'ten hızla %90'a yükseldi. Hisse senedi piyasası da olumlu bir yanıt verdi; S&P 500 endeksi toplantıdan sonraki bir hafta içinde %2,1 arttı ve teknoloji hisseleri özellikle dikkat çekti.
Son iki yıldaki politika değişiklikleri, Federal Rezerv'in ekonomik koşullardaki değişikliklere göre para politikası duruşunu nasıl ayarladığını ve bu ayarlamaların finansal piyasaların çeşitli alanlarını nasıl etkilediğini açıkça göstermektedir. Faiz artırma döngüsünden faiz indirim beklentisine, Federal Rezerv'in her bir karar adımı, faiz oranları piyasasında ve hisse senedi piyasasında zincirleme reaksiyonlar tetiklemiş, merkez bankası politikası ile piyasa performansı arasındaki sıkı bağı vurgulamıştır.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Federal Reserve'nin 2018-2019 dönemindeki para politikası yönelimi, piyasalarda geniş bir ilgi uyandırdı. 2018'de, Federal Reserve, ekonomik büyüme konusunda duyduğu güveni yansıtan "aşamalı faiz artırımı" sinyali verdi. Bu politika duruşu, finansal piyasalarda önemli bir etki yarattı: 10 yıllık ABD Hazine tahvili getiri oranı, takip eden bir ay içinde 20 baz puandan fazla yükseldi ve S&P 500 endeksi, kısa vadede dalgalı bir düşüş yaşasa da, yıl boyunca %4.3'lük bir büyüme sağladı. Bu dönemde, faiz artırımı beklentisinin güçlenmesi, riskli varlıklar üzerinde kısa vadeli baskı oluşturdu.
2019'da, ABD Merkez Bankası'nın politika tonu, ekonomik büyüme hızındaki yavaşlama belirtilerine yanıt olarak belirgin bir şekilde değişti. Merkez Bankası toplantıda açıkça faiz indirimini gündeme getirmedi, ancak ticaret savaşlarının getirdiği riskleri kabul ederek Eylül ayındaki faiz indirim kararı için bir temel oluşturdu. Bu politika değişikliği hemen piyasalardan olumlu bir yanıt aldı: Eylül ayındaki faiz indirimine yönelik beklenti olasılığı toplantı öncesindeki %70'ten hızla %90'a yükseldi. Hisse senedi piyasası da olumlu bir yanıt verdi; S&P 500 endeksi toplantıdan sonraki bir hafta içinde %2,1 arttı ve teknoloji hisseleri özellikle dikkat çekti.
Son iki yıldaki politika değişiklikleri, Federal Rezerv'in ekonomik koşullardaki değişikliklere göre para politikası duruşunu nasıl ayarladığını ve bu ayarlamaların finansal piyasaların çeşitli alanlarını nasıl etkilediğini açıkça göstermektedir. Faiz artırma döngüsünden faiz indirim beklentisine, Federal Rezerv'in her bir karar adımı, faiz oranları piyasasında ve hisse senedi piyasasında zincirleme reaksiyonlar tetiklemiş, merkez bankası politikası ile piyasa performansı arasındaki sıkı bağı vurgulamıştır.